1 Ekim 2010 Cuma

Güçlü, özverili, üretken...


Galatasaray 61.dakikada ilk gol pozisyonunu bulduğunda maçı neredeyse kafasında bitirmek üzereydi. Bu pozisyonun saniyeler öncesinde Cernat&Hakan Özmert&Emenike üçlüsü Galatasaray'ın sağ kanadında adeta cirit atıyordu. Defansın ortası geçen hafta hiç kimsenin aklında olmayan Gökhan Zan ve Ali Turan'ın nezaretine verilince zaten ilk yarıda fiziksel olarak fazlasıyla yıpranmış olan takım ikinci yarıda çok pozisyon verdi. Bu fiziksel yıpranmadan en çok nasibini alan isimse Lucas Neill idi. Emenike Avustralyalıyı öylesine hırpaladı ki ikinci yarıya Ali Turan ile başlamak zorunda kaldı Rijkaard.

Karabük ise aynen Beşiktaş maçında olduğu gibi oyuna çok hızlı ve tempolu başladı. 3 büyük takımın da defanslarının göbeği öylesine yumuşak ve sorunlu ki Emenike gibi fizik gücü üst düzeyde olan oyuncular karşısında çaresiz duruma düşüyorlar. Aslında Beşiktaş maçının kopyası gibiydi bu ilk 10 dakika. Schuster de o maça sakatlıktan yeni çıkmış, fizik olarak hazır olmayan Toraman ile başlamıştı ve onun hatası ile aynı dakikalarda golü yemişti Beşiktaş. Üstüne de birkaç net pozisyon vermişlerdi. Rijkaard da hafta içi yaşanılan Servet probleminden dolayı bu sene neredeyse hiç maç oynamamış Gökhan Zan ile başladı. Her iki oyuncu da deyim yerindeyse "Emenike çarpmış" gibi oldular bu 10 dakikada. Bu kısa sürede skor üstünlüğünü ele geçirince tam da Karabük'ün istediği gibi bir tablo oluştu sahada. Özellikle Cernat kaynaklı bir çok da pozisyon buldular. Beşiktaş'ın o maçta bugünkü Galatasaray'ın durumuna düşmemesinin en büyük sebebi skoru çabuk dengeleyerek o aradığı ortamı Karabük'e vermemesi idi.

Rijkaard ilk dakikadan beri sol kanatta gezinen Pino'yu kendine getirmek için, Cana/Aydın değişikliğini yaptı 25.dakikada ve Kolombiyalıyı sağa çekti. Bu şok da pek işe yaramadı çünkü son 3 maçta Galatasaray'a oyunu getien o orta sahadaki dirençli yapının mimarları Ayhan/Cana ikilisi kötü bir akşam yaşadılar. İlerde Baros'un olmayışı da kanatları işlevsiz hale getirdi. Onun gibi kanatlara giden, içeri giren çıkan bir hücumcu olmayınca ileride çok durağan bir yapıya büründüler. Aynı şekilde Misimoviç'ten bu akşam da katkı alamadılar. Boşnak oyuncu hala takım içinde rolü tanımlanmamış gibi etkisiz ve ne yaptığını bilmeyen bir görüntüdeydi.

Galatasaray geçen sene devre arası Nonda'yı gönderdiğinde düştüğü hata ne ise şu anda da aynısını yapıyor. Sene başında sağlık açısından istikrarsız Baros ve tecrübesiz Mehmet Batdal ile yola başlamalarının faturasını ödüyorlar şu anda. Rijkaard'ın acil durumlarda Kewell ve Arda'dan bu bölgede yararlanma düşüncesi Karabük gibi fizik gücü yüksek ve kapanan takımlara karşı işe yaramıyor. Kewell da maç boyunca defansın arasında kayboldu zaten. Rijkaard devre arası alışverişe çıkarken mutlaka bu bölgeden başlamayı düşünmeli.

Karabük ise Cernat'ı alarak bu senenin en iyi transferlerinden birini yapmış. Bu sisteme uygun, ileride Emenike'nin boşalttığı alanlara girebilen ve gerektiği anlarda tempoyu düşürebilen çok iyi bir orta saha oyuncusu gerçekten. Cernat'ın yanına da fizik gücü yüksek, topla da arası fena olmayan Tozo ve Hakan Özmert de gelince dirençli ve tempolu bir takım ortaya çıkmış. İleride de güçlü, yıpratan, boğuşan ve topu taşıyabilen bir Emenike olunca tam anlamıyla bir sistem takımı izledik. Yücel İldiz'i tebrik etmek lazım. Geçen senenin Bank Asya gol kralı Yasin'i de devreye sokabilirler ise hem Emenike'nin yükünü biraz hafifletecekler hem de daha çok skor üreteceklerdir. Ama bu haliyle de bu ligin en tehlikeli takımlarından belki de birincisi şu anda Karabük. Bu sade ama güçlü, fakir ama özverili, üreten ama boşa harcamayan sendika takımını ligin sonunda herkes ayakta alkışlayacaktır bundan eminim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder