27 Şubat 2010 Cumartesi

Que o Deus esteja com você Rodrigo&Marcio*



81. dakikaya 1-2 gibi riskli bir skor ile girmesine rağmen, Beşiktaş adına sezonun en rahat galibiyetlerinden birine sahne oldu bu akşam Kayseri'de oynanan karşılaşma. Geçen hafta Sivok'un golü ile uçuruma yuvarlanmaktan son anda kurtulan siyah beyazlılar için sezonun en kritik maçı idi belki. Tabii bu istikrarsız ligimizde takımların kaderini tek bir kritik maça bağlamak çok anlamlı olmuyor ama yine de kaybetmesi halinde üstteki takımlar ile arası çok açılacaktı Beşiktaş'ın. Ayrıca olası bir mağlubiyetin getireceği psikolojik yıkıntı da oyuncuların sezona havlu atmasına sebep olabilirdi.

Bu şartlar altında çıktıkları maçta onlar adına en önemli avantaj da Kayserispor'da Cangele'nin cezalı olması idi. Kayserispor'un kadrosundaki belki tek yaratıcı isim olan Cangele onların bu sezonki oyunlarının merkezi konumunda bir rol üstleniyor. Zaten Makakula'nın bu kadar verimli bir sezon geçirmesinin de en büyük sebebi Arjantinlinin eskiye nazaran serbest ve yaratıcılığını kullanabileceği bir pozisyonda oynaması. Cangele'nin olmadığı bir oyunda Kayserispor'un hücumda zorlanmasını bekleyebilirdik maç öncesi. Üstüne bir de Denizli, Ernst&Fink in arkasına Toraman'ı yerleştirince, maç öncesi Tolunay Kafkas'ı düşündüren bu sert savunma daha da geçilmez bir hale geldi. Denizli'nin Toraman hamlesi için ufak bir beyin fırtınası yapmıştım maç öncesi. Aklıma gelen tek makul sebep ise Ernst'i biraz daha önde kullanıp, Ferrari ve Sivok'un Makalele'ye yoğunlaştığı bir oyunda ortadan gelebilecek ve savunmayı delebilecek çıkışları Toraman ile önleme isteği idi. Her ne kadar hücum anlamında eksilmiş gibi gözükseler de, hücumda zaten uzun zamandır ortaya birşey koyamayan Beşiktaş'ın "önce savunma" anlayışı ile sahaya sürüldüğünü söylemek çok yanlış olmaz sanırım. Ernst alışılmışın aksine çok önde oynamadı ama yine de pas trafiğine daha fazla katılıp birkaç haftadan beri gördüğümüz silik oyunundan sıyrılmış gözüktü maçta. Aynı cümleleri ilk golün pasını veren Fink için de kullanabiliriz sanırım.

Denizli'nin rüyalarında bile göremeyeceği bir şekilde maçın hemen başında Beşiktaş öne de geçince, maç öncesi tasarladığı plan daha da etkin bir biçimde işlemeye başladı. Toraman'lı orta saha iyi alan daraltınca, yaratıcılığının yarısından fazlasını zaten ma başlamadan kaybetmiş Kayserispor hücum etmekte çok zorlandı. Zaten Tolunay Kafkas 20. dakikalar civarında kulübede bu anlamda verim alabileceği tek adam olan Troisi'yi oyuna sürdü. Ancak başta Aydın olmak üzere Kayseri savunması oldukça kötü bir günündeydi ve birkaç kontratak ile Beşiktaş bu hataları iyi değerlendirdi. Troisi hamlesinin hemen üstüne ikinci golü de bulunca maç çok rahat bir hale geldi Beşiktaş için.

İkinci yarıda Beşiktaş adına Bobo/Holosko değişikliği beklerken, bir anda sahanın en iyisinin kenara yürüdüğünü gördük. Tello belki sezonun en iyi oyununu çıkartırken oyundan alınıyordu. Sakatlık dışındaki herhangi bir mazeret, Denizli'nin intihar çabasından öte değildi benim gözümde. Takımda ayağında top tutan adam kalmayınca, Toraman da iyice gömüldü defansın içine ve takım olarak hiç çıkamadılar. Bunun ardından Ernst/Necip değişikliği geldi. Necip'in, o yaşından büyük ve soğukkanlı oyunu olmasa, Denizli bu akşam ciddi ciddi kaybetmek istiyor diye düşünüp ardından bir Rüştü/Nihat değişikliği bekleyecektim ama Necip'in oyunu bunları unutturdu. Tabii Kayserispor'un son 10 dakikada farkı bire indirmesine rağmen baskı kuramayacak kadar kötü bir oyun ortaya koyması da bu rahat galibiyete çanak tuttu.

Sonuçta Beşiktaş, oyun ve skor olarak istikrarsız bir performans sergilediği bu sezonda eksik maçına rağmen halen yarışın içinde. Kayserispor ise ikinci yarıdaki serbest düşüşüne devam ediyor. İlk yarıdaki takım savunmaları ve ekstra Makakula katkısı ikinci yarıda olmayınca kötü oyunlar ile zirveden uzaklaşmaya başladılar. Daha önce de burada yazmıştım "Ali Turan" krizini yönetememelerinin onlara pahalıya patlayacağını ve bu akşamki oyun da bunu doğruladı maalesef. Toparlanmaları kolay olmayacaktır...

*Tanrı sizinle olsun Rodrigo&Marcio!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder