27 Şubat 2010 Cumartesi

City Terry'e Karşı!



Futboldan ziyade, son zamanların popüler ikisili Terry ve Bridge arasında geçen malum mevzu yüzünden merakla beklenen bir maçtı Chelsea-M.City karşılaşması. Inter gazisi Chelsea, bu sene yeni yapılanması ile özellikle ismi büyük maçları forse eden City'e kaybetti. Tevez ve Bellamy, Cech'den ve Cole'dan yoksun Chelsea savunmasını darmadağın etti. City'nin bu yeni döneminin ilk senesindeki hedefi lig 4.lüğü gibi oldukça makul bir hedef. Bunun için de oldukça Liverpool ve Totthenam ile çekişiyorlar.

Sene başında piyasadaki hemen hemen her oyuncuya talip oldular ancak imaj ve güven eksikliği yüzünden, Kaka, Ronaldo, Buffon gibi dünya yıldızları yerine, yetenekleri tartışılmayan ancak sorunlu yıldızlar Tevez ve Adebayor ile yetinmek zorunda kalmışlardı. Bir önceki sezon büyük bir sansasyon ile aldıkları Robinho'dan da hemen hemen hiç faydalanamadılar bu sene. Zaten Brezilyalı da ülkesinin Dünya Kupası kadrosuna girme isteğini sebep göstererek Brezilya'nın sıcacık sahillerine tüydü sezon ortasında. Adebayor'un sorunlu yapısı da onlara şu ana kadar, bu oyuncudan, cezası sebebiyle yararlanamadıkları 5-6 maça patladı. Hal böyleyken Premier Lig dördüncülüğü hedefine yürümeleri yine de önemsenecek bir gelişmedir bu toplama takım için. Yazın bu kadar büyük isimlerle flört ederken, bir yandan boş durmayıp kadrolarını Gareth Bale, Kolo Toure, Theo Lescott gibi Premier Lig tecrübesi yüksek ve devamlılığı olan, sert isimlerle takviye ettiler. Zaten birkaç yıldır kadrolarında olan ve Şeyh Bin Zayid öncesinin en önemli adamı Stephen Ireland, S.W.Philips, Bridge gibi isimlerle vasatın üstünde bir takım olmayı başardılar. Mancini'nin takımın başına getirilmesi de City'i yenilmesi zor, inatçı bir takım haline getirdi. Elbette hala Chelsea ve ManU seviyesinde değiller. Bu seviyeye ulaşmak için de 150 milyon pound gibi bir parayı gözden çıkardıkları Torres ve Gerrard gibi isimlerden ziyade azımsanmayacak şekilde yol aldıkları "takım" olma yolunda daha çok çalışmaya ihtiyaçları var. Seneye bu kadroyu fazla bozmadan yapacakları birkaç takviye ile 3.lüğü zorlamaları onlar adına gerçekçi bir hedef olarak konulabilir. Ancak oldukça kırılgan bir yapıya sahip bu kadrodaki isimlerin olası "dengesizlikleri" onları hedeflerinden de her an alıkoyabilir. Bekleyip göreceğiz City'den yeni bir Chelsea çıkıp çıkmayacağını.

Son olarak maçtan bir enstantane. Daha santra vuruşu yapılmadan maçın en önemli pozisyonu yaşandı Stamford Bridge'de. Merakla beklenen "Terry vs. Bridge; Face to Face" kapışmasında Bridge, Terry'nin tokalaşma hamlesini yumuşak bir bilek hareketiyle geçiştirdi. Zaten bu kadar tantananın üstüne sarılıp kucaklaşmaları manasız olurdu. Yalnız burda Bridge madur durumda olmasına ve bir de üstüne huzuru bozmamak için Milli Takımı bırakma kararını almasına rağmen maç boyunca Chelsealiler tarafından ıslıklandı. Onların kaptanlarını silip atmalarını beklemiyoruz ama en azından bu anlamsız ıslık protestosuna yapmayıp, tepkisiz kalmaları da onlar adına bir erdem olabilirdi kanımca. Maç sonunda City'nin net galibiyeti ise bu yazının başlığını doğrular gibiydi adeta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder