4 Şubat 2010 Perşembe

Golün Adı Yok




Gelecek sezon itibari ile "Milyar dolarlık lig" sıfatını alacak Turkcell Süper Lig'de 19 hafta geride kaldı. Gözlemlerine oldukça güvendiğim bir arkadaşımın, belki de çoğumuzun farkedemediği ufak bir detayı farketmesi ile TSL arşivlerine doğru kısa bir yolculuk yaptım. Buradaki detay ise geride kalan 19 haftada, gol krallığındaki ilk 10 ismin de yabancı oyunculardan oluşması idi.

Önce bunun kısa bir analizini yaparak başlayalım. Yandaki sıralamaya bakıldığında Makakula'nın 15 gol ile ligi domine ettiğini görüyoruz. Bu arada bu 15 gol, Kayserispor'un bu sezon kaydettiği gollerin %50 si demek. Burada aslan payını Makakula'ya versek de bir noktayı atlamamak lazım. Makakula her ne kadar yetenekli bir oyuncu olsa da, istatistiklerin gösterdiği gerçekleri oyuncular değil, sistemler belirler. Bunun en bariz örneği ise geçen sezonun gol fakirlerinden olan Kayserispor'un (34 maçta 38 gol) bu sene henüz 19. haftada 30 gole ulaşması oldu. Bu tablo çok parlak bir istatistik olmasa da, Kayserispor'un şu ana kadar izlediğimiz maçlarında özellikle Cangele-Makakula ikilisine, kanatlardan Mehmet Eren ve Gökhan Emreciksin'in destek verdiği, hücumu daha fazla düşünen Tolunay Kafkas'ın sisteminin etkisini yadsımamak lazım. Bu performans ile devam ederlerse, ligi ardarada iki kez 5. tamamladıkları 2006/2007 ve 2007/2008 sezonlarındaki 50 gol barajının üstüne çıkacaklardır.

Makakula'nın Kayserispor'un mevcut düzeninin içinde parlaması bir yana, gol açısından yine kısır bir sezon geçiren ligimizin yerli golcüleri de maalesef aynı derecede kısır bir dönemden geçiyorlar. "Hakan Şükür sonrası sendrom" u atlatmakta güçlük çeken futbolumuz, yerli golcülerini parlatmakta da zorlanıyor. Nihat, Semih Şentürk, Gökhan Ünal, Sercan Yıldırım gibi golcüler, bu sene transfer ve sakatlık sorunları yüzünden istedikleri gibi bir başlangıç yapamadılar lige. Her ne kadar şu anda Semih'in ve biraz da Umut Bulut'un performanslarında ufak ışıklar görsek de gol krallığı Baros'dan sonra yine bir yabancı oyuncuya gidecek gibi gözüküyor. Pek tabi ki burada maksadım yerli/yabancı ayrımı gibi bir klişeye girmek değil ki bu tarz yaklaşımları da futbolumuzun önündeki en büyük tehlikelerden biri olarak görüyorum. Burada önemli olan konu, yabancı oyuncuların bu istatistikde ligi domine etmesinin sebebinin 8 yabancı ya da başka sebeplerden ziyade, yerli oyuncularımızın lige yeterince konsantre olamamasıdır. Güney Afrika'da olamama sebeplerimizi sürekli Fatih Terim'de ararken, aslında futbolcularımızın da ne kadar profosyonelce yaşadıklarını ve mental disiplinlerini sorgulamak lazım. Yoksa biz 2014, 2018 ve önümüzdeki yıllarda da hala bir Hakan Şükür arayışına devam edeceğiz.




Konuyu fazla dağıtmadan birkaç istatistiki bilgiye daha bakalım. Yabancı golcüler dedik ya, post-Tanju/Feyyaz/Aykut dönemine baktığımızda, özellikle Hakan Şükür'ün sıradışı performanslarının diğer golcülere de ilham kaynağı olması, Baros ve Alex hariç 96/97'den beri yerli golcülerin lige ağırlığını koymasına sebep oldu. Ne acıdır ki içlerinde özellikle İlhan Mansız ve Fatih Tekke gibi yeteneklerden Türk futbolu olması gerektiği gibi yararlanamadı. Bunda yine maalesef oyuncularımızın, bu yeteneklerini zeka ve iş ahlakı ile birleştirememesinin etkisi çok oldu.



Son bir istatistik ile yazımızı sonlandıralım. Yine Türk futbolunun milatlarından 96/97 senesini kendimize referans alırsak, yandaki tablo bize ligimizin gol ortalamasının özellikle son 3 sezonda belirgin bir düşüş gösterdiğini anlatıyor. Yerli golcülerimizin formsuzluğunun bu düşüşteki payını önemsememezlik edemeyiz. Bu seneye baktığımızda ise bu düşüşün devam ettiğini görüyoruz. Şu ana kadar yapılan maçlarda gol ortalaması 2.58 idi. Bu istatistikten ise tabi ki Ankaraspor'u çıkarmamız gerekiyor. Haliyle her Ankaraspor maçı 3 gol demek ki, bu da sezon ortalamalarının oldukça üstünde bir rakamdı. Bunu yaptığımızda ligin gol ortalaması bir anda 2.53'e iniyor. Bu da futbolumuzun en ileri ucunun dibi görmesi anlamına geliyor. Umarız ilk yarıda yaptıkları skandal operasyonla ligin tadını kaçıran Ankaragücü yöneticilerinin devre arası hamleleri, ligin gol ortalamasını ve seyir zevkini arttırır.

Ligimizin değeri bir yandan parabolik olarak artarken, gol ortalamasının ve seyir zevkinin giderek düşüyor olması, futbolu yönetenlere ve bizzat oynayanlara ciddi mesajlar vermelidir. Aksi halde Dünya üçüncülüğü, Avrupa üçüncülüğü ve UEFA kupası gibi başarılarımızı görmemiz giderek daha da zorlaşacak ve biz artık Türk futbol tarihinde "golün adı" olan yeni Tanju'lar, Feyyaz'lar, Aykut'lar ve Hakan Şükür'ler izleyemeyeceğiz.

** İstatistikler için kaynak: www.tff.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder