15 Şubat 2010 Pazartesi

Barça ≠ Xavi+Iniesta




Dün akşamki Atletico-Barcelona maçı Katalanlar'ın bu sezon ilk kez yenildiği ve hatta ilk kez geriye düştüğü maç oldu. Bu maçı Barcelona için bir istisna olarak kabul etsek de aslında oynadıkları o inanılmaz futbolun defans hattındaki eksikliklerle bile sekteye uğrayabileceğini gördük. Maça ortadaki klasik 3'lüsünden Iniesta'yı ileri 3'lünün soluna, onun yerine de Keita'yı çekerek başladı Pep Guardiola. Ancak Keita'nın erken sakatlığı Pedro'nun oyuna, Inıesta'nın da orjinal yerine dönmesine yol açtı ve Barça Henry dışında klasik 6'lısına geri döndü. Peki o zihinlere kazınan "uzay topu" nu bu sefer neden oynayamadılar?

Pek tabii ki hiçbir takım makina düzeninde sonsuza kadar aynı oyunu oynayamaz. Ancak Barça orta sahasının bu kadar pasa dayalı ve yaratıcı oyununda, gerideki adamların da ne kadar önemli bir rolü olduğunu anladık. Alves ve Abidal'ın ileri çıkışları esnasında orta sahadaki pas trafiğinin içine dahil olmaları ya da Pique'nin geride vakit kaybetmeden merkezdeki o 3'lünün ortasına attığı 20-30 metrelik derin paslar, aslında sarsılmaz görünen bu sistemin çok önemli parçaları imiş. Yani aslında Barcelona sadece Xavi ve Iniesta'dan ibaret değilmiş. Maxwell ve Jeffren bu bindirmeleri yeterli düzeyde yapamadıkları için bu organizasyonun içine dahil olamadılar. Buna Ibrahimovic'in durağan oyunu da eklenince, o hareketli, baş döndüren oyunu göremedik dün akşam.

Peki Atletico buna karşılık ne yaptı? Dün bana göre dengeyi onların tarafına kaydıran en önemli etken, Reyes'in serbest adam rolünde bazen sağda bazen ortada ama sürekli dikine oynaması oldu. Önünde de kendisi gibi hızlı iki adam (Forlan ve Aguero) olduğu için ortadan ani çıkışları çok etkili oldu Reyes'in ve Atletico'nun. Bunu ikinci yarıda ortaya kadar gelen Aguero ile de denediler birkaç kez. Ve sonuçta çok hücumcu ile ama son yıllardaki maçların aksine az gollü bir oyun ile kazandılar 2010'un ilk Atletico-Barça maçını. Bundan önceki son 4 maçta sırasıyla 6-7-7-7 golün atıldığını söylersek bu maçın gol açısından nispeten kısır geçtiğini de görebiliriz.

Barcelona için ise iki kötü haber daha geldi bu maçın sonunda. İki haftadan beri ardarda kurbanlar verdikleri sakatlığa bu sefer Xavi ve Keita'yı da kaptırdılar. Onların da iki haftadan uzun sürecek sakatlık haberleri, sezonun belki de en kritik dönemecinde yakasına yapışan illet oldu Barcelona'nın. Real Madrid'in nefesini enselerinde hissetmeye başladılar ve Şampiyonlar Ligi'nde Stuttgart ile oynayacakları maç öncesi de bu sakatlıklar yüzünden büyük sıkıntı içine girdiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder