14 Şubat 2010 Pazar

Evden kaçan gelinin hikayesi



Yaz döneminin olaylı Mehmet Topuz transferinin başkahramanı Kayserispor, şimdi de Ali Turan transferi ile gündemde. Neresinden tutsak elimizde kalan bir olay olmaya başladı Ali Turan'ın Galatasaray'a transferi hikayesi. Türk futbolu "futbolcu kaçırma" dönemlerini belki çoktan aştı ama hala bazı transferlerde olanlar inanılır gibi değil. Hani iş uzadıkça futbolumuzdaki sakat taraflar da çorap söküğü gibi ortaya çıkmaya başlıyor.

İlk yarının bitimiyle Galatasaray ve Ali Turan haberleri medyada yer almaya başladı. Futbolcunun kulübünden izinsiz olarak Galatasaray ile anlaştığı ama Kayserispor'un kaptanını satmaya yanaşmadığı ve Galatasaray'ın birkaç sene evvel Gökhan Ünal üzerinde denediği "ayartma" taktiğinden Kayserispor'un oldukça rahatsız olduğu haberleri hikayenin en başında yer alan bazı başlıklardı. Ali Turan'ın sözleşmesinin sezon sonu biteceği ve futbolcunun serbest kalacağı gözönüne alındığında, burada başta medyaya yansımayan parada anlaşamama gibi bir durumun olduğu çok açık. Kayserispor yönetiminin Galatasaray'ın kendilerinden izinsiz olarak oyuncuları ile görüşmesine gösterdiği tepki haklıdır ancak transferin son gününde dahi hala yönetimler düzeyinde pazarlığın devam etmesi insanın aklına evden kaçan gelin hikayesini getiriyor. Gelin babasından izinsiz evden kaçar, baba başta bağırır çağırır, vermem der ama sonra başlık parası ister. Bunda da anlaşamayınca kızını alır, eve kapatır. Basit bir Türk filmi senaryosu ama olanları düşününce bu benzetme pek de yanlış olmuyor. Hemen akabinde gelişen olaylarda, Ali Turan'ın ne olursa olsun, renklerini değil ama takımını değiştirme isteği, Galatasaray'ın son gün yaptığı ve bir önceki tekliften daha düşük olan teklif, Kayserispor yönetiminin tepesini attırması ile şimdilik suya düştü. Hikayenin bundan sonrası ise malumunuz. Ali Turan'ın kadro dışı kalması, yönetimlerin mahalle kavgasına dönen dalaşmaları, Kayseri-Galatasaray maçı öncesinde Haldun Üstünel'in Ali Turan'ı evinde ziyaret edip "Sene sonunu bekle, seni alacağız" demesi üzerine gerilen ortam...

Bugün yazılan haberler ise, bu söylediğim sakat yanlardan bir başkasını ortaya koyuyor. Futbolcuların transfer bedellerini yapılan sözleşmelerden düşük göstermek maalesef bizim kulüplerimizin başvurduğu büyük bir aldatmaca. Kayserispor'un da Ali Turan ile iki sözleşme yaptığı ortaya çıktı. Özel anlaşmada yazan rakam 864 bin lira iken, TFF'ye gönderilen resmi sözleşmede yazan rakam 175 bin lira olduğu iddia ediliyor. Bu özel sözleşmenin de ne olduğunu ve yasanın neresine sıkıştırıldığını ya da hangi açıktan yararlanıldığını çok merak ediyorum. Eğer yazılanlar doğru ise bu düpedüz vergi kaçırmaya giriyor. Diyoruz ya neresinden tutsak elimizde kalan bir olay. Basit bir transfer hikayesinden, vergi kaçırmaya kadar uzanan bir vaka...

Kayserispor'un oyuncusuna ve Galatasaray'a karşı tutunduğu agresif tavır, haklıyken haksız duruma düşmelerine neden oluyor. İşleri bu kadar uzatıp, hem zirve mücadelesi yaptıkları bir dönemde takımın konsantrasyonunu bozmaları hem de para kazanacakken hem parayı hem de kaptanlarını kaybetmeleri son yıllarda iyi işler yapan yönetimlerinin bir hatası olarak kayıtlara geçti.

Hırçın bir politika izlemeye başladılar maalesef. Geçen hafta içinde Türkiye Kupası'nda Galatasaray'ı eleyen Antalyaspor'u resmi sitelerinden tebrik etmeleri de akıl alacak gibi değil. Kayserispor'un bir futbol gücü olmasını diliyoruz elbette ama bu tarz agresif tavırlar içerisine girip "garip" ittifaklar oluşturma çabası ile değil, sahada ortaya koydukları oyun ve doğru yönetim politikaları ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder