2 Şubat 2010 Salı

Ben Bu Filmi Daha Önce İzledim

Beşiktaş'ta "3.Demirören Devri" dün akşam saatlerinde resmen olmasa da başladı. Her ne kadar işyerindeki kahve aralarında, Beşiktaş'ın yönetilememe sorunundan bahsetmek bana kabak tadı vermiş olsa da kongreden ve süreçten bahsetmeden geçmek olmazdı. Dikkatimi çeken birkaç noktayı paylaşmak istiyorum:

1. Dün yapılan kongre ve Demirören yönetiminin tarihçesi, söylemeye dilim varmasa da bana bir yerlerden çok tanıdık gelmeye başladı. Hikaye sanki bir Türkiye hikayesine benziyor. Lig Tv'den kongreye yapılan canlı bağlantılarda kongre ortamının son yıllarda gördüklerimden oldukça farklı olması ve adeta bir siyasi parti kongresi havasında geçmesi (not: Aksu ve Arınç da oradaydı), 2 adayın da çevrelerindeki kalabalık ile salona gelmeleri ve salondan ayrılmaları bana "aa ben bu sahneyi nereden hatirlıyorum" dedirtti. Demirören'in tek adamlık yönetim anlayışı, kulübü mali açıdan sıkıntılı bir sürece sokması ve aldığı onca tepkiye rağmen yine iktidarda kalabilmeyi becermesi bu bahsettiğim benzeşimin en bariz yanlarından bazıları. Herhalde sonuçlar açıklanınca çoğu kişi şu cümleyi kurmuştur kendi kendine: "yaa bu kadar oyu bu adama kim veriyor". Murat Aksu'nun son yıllarda diğer takımların kongreleri dahil ortaya çıkmış olan en ciddi aday olması bile sonucu değiştirmedi. Hoş, gerçi o da seçim propogandasını çoktan planlamış olması gereken projelere değil, sadece mevcut yönetimin acizliğine dayandırdı. Bakın bu muhalefet anlayışı da çok tanıdık geldi şimdi. Demirören, iktidarda kalma süresi açısından Seba'ya yaklaşırken, iktidarda kalma şekli ve süreci açısından da Erdoğan'a ne kadar benziyor değil mi? Sahi unuttum, kongre öncesi bir Demirören demeci: "Ben değiştim".

2. "Ben değiştim" lafını duymaktan ben şahsen bıkmış durumdayım. ama Demirören de bu savını yönetime aldığı isimlerle desteklemeye çalıştı. Yönetimine, Seba döneminden Metin Keçeli ile ılımlılık ve sağduyu, Bilgili döneminden Mete Düren ile akıl ve imaj, Mansimov'un CEO'su olan Aleaddin Aykaç ile de para ve ekonomik güç getirmeyi planlıyor. Burada hiç içimden gelmese de Aykaç'ın bir Kemal Derviş vakasını andırdığını da söylemem lazım yine sürecin gelişimi açısından. Bu yenilenme sürecinin bir önemli vaadi ve parçası da Metin Tekin'in kulüp CEO'luğuna getirilme sözü ki Demirören'in bugüne kadar yapmış olacağı en ve hatta tek akıllıca hamle olabilir.

3. O kadar acımasızca eleştirmeme rağmen bütün ailesi ile kongrede olan Demirören, zaten bugüne kadar da hiç şüphe etmediğimi Beşiktaş sevgisini bir kez daha kanıtladı. Yönetimde "tek adam" olmayı tercih etmişti ama özellikle yaz döneminden beri ortaya koyduğu yönetim anlayışı onu "yalnız adam" olmaya doğru itti. Taraftar ve medya ona sırtını dönmüşken, kongrede ailesinin tam kadro yanında olması, her ne kadar kızsak etsek de onun bu desteğe ne kadar ihtiyaç duyduğunu görmemiz ve bilmemiz açısından da bize faydalı oldu.

4. Yeni yönetimin akil adamlarından biri ve imaj yüzü olması beklenen Prof.Dr. Mete Düren'in bugün Delgado ile ilgili yaptığı açıklamaları duyunca, üstüme bir titreme gelmedi desem yalan olur. Mete Bey, Delgado'nun bu sene oynayamayacağını, oynasa bile başka bir bölgeden ayrı bir sakatlık yaşama olasılığının çok yüksek olduğunu söyledi. O zaman ben de size sormak isterim Mete Bey. Beşiktaş Sağlık Kurulu Başkanı olarak, Delgado'nun bu güçsüzlüğü ve hazır olmama durumu dün ortaya çıkmadığına göre, yaklaşık iki aydır "döndü, dönecek" denilerek kamuoyunu meşgul etme ve "yerine kim gidecek" sorusu ile oyuncuları tedirgin etme kısmını hiç düşünmediniz mi? Şimdi son derece doğalmış gibi "Delgado zaten bu sene oynayamaz ki, nerden çıkardınız" serzenişlerinin mantığı nerede?

Son söz: Yeni yönetimin farklı olacağına ve Demirören'in "değiştim" sözlerine inanmak istiyorum. Ama maalesef 4. maddede saydığım bu şaşkın açıklamalar beni umutsuzluğa sevkediyor. Bu yönetimin politikası ve becerisi yahut beceriksizliği, Beşiktaş kulübünün belki de önümüzdeki 20 yıldaki kaderini çizecek. Öncelikle camiada akıl ve sağduyunun sağlanması ilk amaçları olmalı. Olmalı ki taraftar onların bu kulübü yönetebileceğine inansın. Yoksa tarih onları hiç de iyi hatırlamayacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder