18 Eylül 2010 Cumartesi

Şenol Güneş'in ikilemleri

Trabzonspor'un maçlarında bu sezon bu tarz beklenmedik skorları görmeye alışmamız lazım. Geçen haftaki yüksek tempolu  maçın ve 6 gollü galibiyetin ardından Manisa maçına da aynı kadro ve kurgu ile çıktı Şenol Güneş. Peki fark neydi?

Manisalı oyuncular hafta içinde Hakan Kutlu/Hikmet Karaman değişikliğinin ardından o tek maçlık itici güç ve ekstra motivasyon ile sahada idiler. Bunu ilk golü yemelerine rağmen dağılmayıp aynı disiplin ile mücadele etmelerinden anlayabiliriz. Oysa ligin başından beri görüntü olarak ligdeki en kırılgan takım idiler belki. Hikmet Karaman'ın başına geldiği takımlar bir kaç hafta bu artı performansları verirler. Manisaspor'un kadrosu kaliteli bir kadro ve bu post-motivasyon döneminde de belli bir performansın üstünde olacaklardır. Karaman da gelir gelmez ilk 11'den 6 oyuncuyu değiştirerek kadroya ani bir şok verdi ve bundan da maksimum fayda sağladı maç içinde. Makakula'nın takıma katılması da ciddi bir dönüm noktası oldu Manisa için. Ayrıca onun varlığı bundan böyle onun hemen arkasında oynayacak olan Isaac ve Simpson ikilisine de yaramış gözüküyor. Her iki oyuncu da bu hafta oynayabilecekleri daha çok alan buldular, her ne kadar bunda Trabzon'un katkısı çok olsa da. Özetle Manisa bundan sonra o ilk 4 haftadaki kırılgan görüntüsünü bir daha tekrar etmeyecektir ve ilk 10 içinde kendine yer bulacaktır şahsi fikrime göre.

Trabzon'un sezon başı itibari ile oynadığı futbol herkesi heyecanlandıran ve zevk veren bir oyun idi. Dün akşam da maça Yattara-Jaja-Umut-Teofilo ile başladı Şenol Hoca. Öndeki oyuncularının tamamına yakını ayağa pas yapan, yaratıcı ve hücumcu oyuncular. Bunun avantajını da özellikle iç sahada kullanmak istiyor hoca ve haklı da. Ancak bu tarz bir kadro yapısı ile başarılı olmak için her maçı aynı ölçüde ciddiye alıp topa sahip olmaları gerekir. Oyunun kontrolünü karşı tarafa bıraktıkları anda özellikle Jaja-Yattara-Teofilo üçlüsü oyundan çabuk düşerler. Dün akşam olduğu gibi...Her maçı da yüksek tempoda oynamak kolay bir iş değil. O yüzden maç sonrası Şenol Hoca'nın da kabul ettiği gibi "galip takım bozulmaz" mantığının her zaman doğru olmadığını görmüş olduk bu maçta.

Şenol Güneş'in bu sezon çözmesi gereken bir diğer bulmaca Teofilo'nun varlığı olacaktır. Şu ana kadar yüksek gol yüzdesi ile oynadığı için ceza sahası dışındaki performansı çok gündeme gelmedi. Aynen Jardel'de olduğu gibi Teofilo'da takım savunmasına ve hatta hücum kurgularına çok katkı yapabilen bir isim değil. Hani gerektiği durumlarda onu oyun içinde başka bir rol ile kullanamazsınız. Bu golleri atamadığı zaman ya da takım bu bahsettiğim yüksek tempoyu yapamadığı, kontrolü ele geçiremediği zaman Teofilo saha içinde bir hayalet oluyor adeta. Ben bu kadroda sürekli yer bulabileceğini sanmıyorum. Hoca ilerideki maçlarda muhtemelen Umut tercihini yapıp arkaya Alanzinho ya da Engin/Burak ikilisinden birini koyacaktır.

Trabzonspor'un oynadığı futbolu herkes sevecektir. Ancak bu devamlılığı ve oyun yapısını devam ettirebilmeleri için mutlak suretle Şenol Güneş'in iyi bir rotasyon sistemini devreye sokması lazım.

Not: Hikmet Karaman'ın maç sonunda Lig Tv canlı yayınında verdiği görüntü hoş olmadı. Kendine göre haklıdır belki ama daha göreve geldiği ilk hafta ne gerek var sağa sola mesaj gönderip böyle açıklamalar yapmaya. Kümede bırakan değil şampiyon yapan isim olmak istediğini söylüyor ama bu görüntü ve imaj ile zor be hocam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder