16 Eylül 2010 Perşembe

Schuster'in şaşırtan tercihi

CSKA Sofya kadrosu açıklandığında şaşırmadım desem yalan olur. Schuster’in bu sene kadroda sıklıkla değişime gitmesi, özellikle sezon başı için anlaşılabilir. Takımda taşların yerine oturması için belli bir süre gerekli ve bu süre zarfında da iskelet kadroda kimler olacak, hangi bölgede rotasyona başvurulacak ve yedeklerden kimlere ne kadar süreler verilecek gibi soruların cevaplarının aranması da oldukça doğal.

Beşiktaş bu sezonu herkesten daha önce açtığı için bu soruların cevapları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Schuster’in esas adamlarından birisi Toraman, bu kesin. Geçen sene Denizli’nin sık sık sağ kanatta da değerlendirdiği oyuncu için Schuster’in kafasındaki tek bölge stoper. Sağ bekteki arayışları Erhan’ın vasata bile ulaşamayan performansı yüzünden Ekrem ile son bulmuş gibi gözüküyor. Ortada Ernst, Guti, Q7 de sağlıklı oldukları sürece sahada olacaklar. Nobre’nin beklenmeye çıkışı da bu bölgede Schuster’i oldukça rahatlattı. Çok da içine sinmeyen Fatih Tekke transferi bu yüzden şimdi onun aklını çok meşgul etmeyecektir. Bu hafta içinde yaptığı açıklamada da Cenk’in 1.kalecisi olduğunu duyurdu. Özetlemek gerekirse Cenk-Ekrem, Toraman-Ernst,Guti,Q7-Bobo şu an için iskelet kadro olarak nitelendirilebilir.

Kadro evrimini kısaca açıkladığım bu parantezi kapattıktan sonra gelelim beni şaşırtan mevzuya. Daha doğrusu eleştireceğim mevzuya...Schuster’in 18 kişilik kadroya Cenk ile İsmail’i almamasına itirazım var. Daha haftaiçi Cenk’e güvenoyu vermişken şimdi dışarıda bırakılması çok mantıklı değil. Ayriyeten bu yaştaki bir kaleci bu performans ile oynarken gece gündüz sahada olmayı hak ediyor. Bunun yanında arkasında bekleyen adamlar da bunu sorun etmeyecek tecrübeye sahipler. İsmail için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Zira geçen sezon beklentilerin altında bir görünümdeydi. Herkes onun yeteneği konusunda ikna olmuş olsa da istikrar ve futbol zekasının ne kadar gelişme göstereceği hakkında soru işaretleri var. Güntekin Onay'ın bir kaç programda altını çizdiği bir ayrıntı vardı. Alex Ferguson'un kardeşi Martin Ferguson, Manchester scout team'de ve geçen sene İnönü'de oynanan şampiyonlar ligi maçında öyle aman aman bir oyun oynamamasına rağmen İsmail'den ne kadar etkilendiğini dile getirmiş. Hani amaç o beğenmişse iş tamamdır demek değil ama özellikle İngiliz scoutların oyuncuların "işlenebilir yetenek" ve temel fundemental özelliklerine ne kadar dikkat ettiğini biliriz. Hal böyle olunca İsmail'in de ihtiyacı olan tek şeyin oynamak, oynamak ve oynamak olduğunu anlamak için alim olmaya gerek yok. İsmail de bu son iki milli maç ve Ankaragücü maçlarında oldukça iyi performanslar ortaya koymuş ve belli bir istikrar ve özgüven yakalamıştı. Bu yüzden bu maçta Schuster'in bırakın onu 18'e almamayı, İsmail'in ilk 11'de olmamasına bile itirazım olurdu. Ama ilginç bir biçimde kadroda göremedik kendisini. 

Schuster'in şu ana kadar Beşiktaş'ın başında göstermiş olduğu performans konusunda eleştirebileceğim birkaç noktadan en önemlisi bu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder