17 Eylül 2010 Cuma

Başrolde zemin vardı!


Maç sonu röpartajında Guti'ye zemin hakkında ne düşündüğü sorulduğunda Çarşamba akşamı Barnebau'nun zemininin de iyi durumda olmadığını ve buna şaşırdığını söyleyip, her ne kadar İnönü'deki zemin de oldukça kötü durumda olsa da bunun farkında olup ona göre oynamaları gerektiğini vurguladı. Oldukça alçakgönüllü olduğunu söylemek lazım İspanyol oyuncunun. Hele 90 dakika bu zeminin kahrını çekip onun üstüne zemine karşı bu kadar nazik olabilmek beceri ister gerçekten.

Uğur Meleke de maç sonrası CNN Türk de güzel bir tespit yaptı yine. Son birkaç aydan beri burada yapılan etkinlikleri söylediğinde zeminin neden bu halde olduğunu anlamıştır herkes. Kaba bir tahminle 100000 kişi basmış bu zemine, normal şartlar altında haftada 44 ayağın basması gerekirken. En son 2004'te yenilenmiş zemin. Şimdi Antalya maçı öncesinde iyi hale geleceğini söyledi stad müdürü Orhan Saka ama dünkü haline bakınca buna inanmak güç gerçekten.

Gelelim saha içine...Schuster daha önce Helsinki maçında olduğu üzere defans önünde tek adam (Ernst) kullandı. Guti zaman zaman oyun kurmak için bu bölgeye gelse de özellikle karşı ataklarda Ernst tek başına kaldı. Anlaşıldı ki Schuster nispeten kolay maçlarda bu sistemi deneyecek. Necip'i kullandığı zamanlarda da gerçi onu çakılı oynatmayıp önde kullanıyor ama yine de pres ve savunma gücü daha fazla oluyor orta sahada takımın. Beni şaşırtan ise-belki zemin yüzünden bilemiyorum-ilk yarım saat oyun kurmak adına nerdeyse hiç bir hamle yapmadı takım. Zapo ve Ferrari kafayı kaldırır kaldırmaz Nobre'ye şişirdi topları. Hal böyle olunca pozisyon üretmekte sıkıntı çektiler doğal olarak. İlk yarının sonlarına doğru Guti yavaş yavaş oyunun içine girmeye başladı ve kaleye daha kolay gitti Beşiktaş.

İkinci yarıda da Schuster'in istediği gibi takım daha çok ileri çıktı ve bu da rakip kaledeki baskıyı arttırdı. Bunda Toraman'ın oyuna girmesi de biraz etkili oldu doğrusu. Onun varlığı Ernst'i ve dolayısı ile bütün takımı daha önde oynamaya heveslendirdi.  Quaresma'nın girmesi de takımın tempo yapmasına ve ileri gitmesine sebep oldu. Beşiktaş skor elde edemese de oyunu o dakikalarda çözmüştü aslında. Sadece golü bulamadılar ve maç sonundaki bir duran topu beklemek zorunda kaldılar. Schuster adına maç içindeki şık hamlelerden birisi, ilk yarıda Ferrari'nin sakatlandığı anın hemen ardından bir pozisyonda Sheridan'a birebirde açık ara geçilmesinin ardından Ernst'i hemen o bölgeye gönderip Toraman'ın ısınma sürecinde defansı sağlama alması oldu. Diğeri ise Bobo ve Q7'nin girmesinin aslında Guti'nin önüne Nobre'yi gönderek ordaki pas alışverişini sağladı.

Yolunda gitmeyen neler vardı peki? Maçın genelinde Ekrem-Hilbert sağ kanadı iyi kullanamadı. Hilbert her ne kadar fizik olarak iyi durumda olsa da öne kateden bir oyuncu değil. Bu da çoğu zaman ikisinin koordinasyonsuz bir şekilde hücum yapmalarına sebep oldu. Sanırım Schuster'in rotasyonunun en büyük kurbanı da bu kanatta oynayanlar olacaktır. Şu an aradığını bulamadığı tek yer bu bölge kaldı sanırım.

6 maçlık bir turnuvaya galibiyet ile başlamak güzel. Bu grupta Porto ile oynayacağı maçlar Beşiktaş'ın ciddi anlamda vereceği en büyük sınavlar olacak. O maçların ardından bireysel ve takım performansı açısından daha iyi ipuçları alacağız elbette...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder