
Ersun Yanal bilindiği üzere TFF Futbol Genel Direktörü olarak görev yapmakta bir süredir. Bu yapılanma Özgener döneminde alınan karar ile hayata geçirildi. Tam Saha dergisinin bu ayki sayısında Ersun Yanal röportajı var. İlk satırlarda bu görevin tanımını ve hangi ihtiyaçlar doğrultusunda hayata geçirildiğini detaylı bir şekilde anlatmış Yanal. En alttaki linkten röportajın tamamına ulaşabilirsiniz. Ben okuduktan sonra bir kez daha Ersun Yanal isminin saha içinden ziyade futbolun yönetim kademelerinde olmasının daha mantıklı ve isabetli olduğuna karar verdim. Elbette onun teknik adamlık kabiliyetlerinden herhangi bir şüphem yok ama futbol kamuoyunun gözlerinden uzak ve onun kendine has sistemli ve detaylı çalışma şeklini hayata geçirebilmesi adına son derece olumlu bir hareket olmuş bu göreve getirilmesi. Çünkü Yanal kısa süreli başarılar ile değil uzun vadeli projeler ile sonuca gitmeye çalışan bir futbol adamı. Elde ettiği başarılar da göz önüne alındığında Denizli ve Gençlerbirliği maceraları onun nispeten baskıdan uzak ve uzun vadeli çalışma imkanı bulduğu yerlerde tutunduğunu gösteriyor. Milli Takım ve Trabzonspor teknik direktörlüğü ise baskının en üst düzeyde olduğu ve kısa vadede başarılar beklendiği mevkiler olduğu için buralarda fazla barınamamıştı. Ve şimdi de onun karakterine ve çalışma şekline en uygun bir koltuk kendisine sunulmuş.
Bazı noktalarda fazla detaya inilen ve derginin TFF'nin bir yayın organı olması sebebiyle biraz fazla "teorik" kaçan bir röportaj. Ancak bu röportajın içinden çekip çıkardığım ve altı çizilmesi gereken çok önemli iki nokta var.
İlki, kaliteli oyuncu havuzu yaratma konusunda atılan adımları özetlerken bunların hepsinin, gelecekte geçilmesi planlanan "draft" sistemi için bir hazırlık olduğunu belirtmiş Yanal. Açıkçası böyle bir projenin varlığından ilk defa haberdar oldum. "Draft" sistemi çoğumuzun bildiği üzere, NBA'in hayata geçirdiği ve takımlar arasındaki güç dağılımını dengelemeye çalışan, alttaki takımları yukarıya ittiren bir sistemdir. Fazlaca detaylandırılmış bir sistem olduğundan ayrıntılara girmeyeceğim ama şunu söylemem gerekir ki dünya üzerinde herhangi bir spor organizasyonunda görülen ve o organizasyonun heyecanını ve rekabetçi yapısını ayakta tutan en başarılı sistemdir bana kalırsa. Yanal her ne kadar burada değinmiş olsa da ülkemizde uygulanmasının o kadar da kolay olduğunu düşünmüyorum. Hayata geçirilmesi çok uzun vadeli ve detaylı bir çalışmaya bağlı. Bunun yanında alt liglerden gelen oyuncuların üst liglerde bir şekilde oynatılma zorunluluğunun getirilmesi gerekir ki sistem işleyebilsin ve sonuçları görülebilsin. Diyelim ki hayata geçti ve başarılı ile uygulandı. Örneklendirelim...Sezon içinde alt liglerde yıldızı parlayan oyuncular kulüpler tarafından takip edilir ve sezon sonunda bu oyuncular bir havuzda toplanır. Önceki sezonun en başarısız takımlarına ilk seçim hakkı tanınır ve bu şekilde en kötüler, en iyiler ile kadrolarını takviye eder. Pek tabii ki bu oyuncuların kontrat sürelerinin bir takım kurallar ile düzenlenmesi gerekir. Söylediğim gibi çok ayrıntılı ve hassas bir çalışma lazım. Ancak bunun için de en uygun isim şu an bu projenin başında. Umarım ciddi bir biçimde eğilirler bu işin üstüne.
Röportajdan gözüme çarpan ikinci önemli kısım ise yurtdışında yaşayan oyuncuların kazanılması konusunda planlanan organizasyonlar. Hayata geçirilmesi oldukça basit ve çok da etkili olacak bir proje...10-14 yaş arası oyuncularımız için, aileleri ile beraber katılacakları hem sportif hem de kültürel anlamda içeriği olan bir organizasyon düşünülüyor. Yurtdışındaki sporcuların Milli Takım tercihlerinde ailelerinin ne kadar önemli rol oynadıklarını biliyoruz. Bunun en son örneğini Mehmet Ekici'de yaşadık. Hiddink'in onunla ve ailesi ile bizzat ilgilenmesi tercihinin şekillenmesinde büyük rol oynadı bu oyuncunun. Dolayısı ile kariyerlerinin hemen başında bu oyuncular ile sosyal ve sportif anlamda entegrasyonun sağlanması, ileride bizim adımıza pozitif adımların atılması konusunda çok yardımcı olacaktır. Hiç vakit kaybetmeden hemen uygulamaya konulmalı.
Umarız bu detaylı çalışmalar sözün ötesine geçip gerçekçi bir şekilde uygulanacaktır. Zira bu yeniden yapılanma süreci sadece A Milli Takımımızın ilk 11 'ine 4-5 yeni isim koymaktan ibaret değildir, olmamalı...Ben Hiddink kadar Yanal'ın da bu süreçte önemli rol oynamasını bekliyorum.
Röportajın tam metni:
http://www.tff.org/default.aspx?pageID=286&ftxtID=11128
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder