29 Kasım 2010 Pazartesi

En ateşli El Clasico

Yaklaşık 400 milyon kişi ekran başında ve 100.000 kişi de Camp Nou'da izleyecek derbilerin babası El Clasico'yu. İspanya'da 73 sinema salonu ise perdelerine Hollywood filmlerini değil derbiyi yansıtacak bu gece. Bütün dünyayı etkisi altına alan bir kasırga gibi ama geçtiğimiz senelere göre daha güçlü esen bir kasırga 2010'un son El Clasico'su.

Bu kasırganın bu kadar şiddetli olmasının başlıca sebebi elbette Jose Mourinho. Barcelona-Mourinho ilişkisi iyi başlayan ama sonu kötü biten ve ayrılsalar dahi birbirlerinden kopamayan, sevginin nefrete dönüştüğü bir aşkın özeti adeta. Bobby Robson'un yardımcısı iken bu akşam rakibi olacak Guardiola'ya antreman yaptıran adamdı yıllar önce Mourinho. Yıllar geçti, Mourinho kendi kanatları ile uçmaya başladı, Porto'yu önce UEFA ardından Şampiyonlar Ligi şampiyonu yaptı ve Chelsea'nin başına geçti. 22 Şubat 2006 gecesi ise Stamford Bridge'de Camp Nou'daki nefretin ateşini kendi elleri ile yaktı Portekizli. Del Horno'nun Messi'ye yaptığı hareketin ardından oyun dışında kalmasının sebebini Arjantinli yıldıza bağlayıp Barcelona'nın "namusu" Messi'yi rol yapmakla suçlamış ve Camp Nou'daki maça B takımı ile çıkacağını söylemişti. Katalanlar o gecenin ardından Mourinho'yu defterden tümüyle silmişti ve belki de Luis Figo'nun ardından tribünlerin en çok nefret ettiği ikon haline gelmişti.

Geçen sene ise yıllar önce antrenörü olduğu takımın mabedine, kendisinden en çok nefret edilen yere bir kez daha ama bu sefer şampiyon olmak için önündeki son büyük engel olan kan davalısı Barcelona'yı kupadan saf dışı etmek için gelmişti. Tarihin en estetik futbol oynayan takımına 90 dakika boyunca ceza sahası önünde pas yaptırıp neredeyse sıfır pozisyon veren Inter'i ile kupaya uzandığı geçen sene, kariyerinin en anlamlı mağlubiyetini almıştı belki de burada. Maç bitince tribünlere işaret parmağını gösterirken Valdes'in onu sarsmasına rağmen kendinden geçmiş bir şekilde yıllardır beklediği intikamın tadını sıcakken çıkarıyordu adeta. Ama beklenen cüretkar hamlesini bir kaç hafta sonra, artık Barcelona'nın karşısına ezeli rakibi Real Madrid'in başında teknik adam olarak çıkacağını söyleyerek yapmıştı. Başarılar ile dolu kariyerinde bu sefer futbolun en üst noktasında ve Dünya futbolunun en zor koltuğunda idi artık. Karşısında tarihin en iyi Barcelona'sı, emrinde ise son yıllarda tarihinin en iyi günlerini geçirmeyen Real Madrid vardı. Kısa bir zamanda kendi Real Madrid'inin temellerini atmaya başladı ve Mesut'u, Khedira'yı, Di Maria'yı, has adamı Carvalho'yu takıma monte etti. Belki de en iyi o biliyordu Barnebau'da sadece kazanmanın yetmediğini. Sezon başı sıkıcı futbol ve düşük skorlu galibiyetler tribünlerde homurdanmalara sebep olmuştu. Ancak o ve Madrid çabuk toparlandı ve istenilen, beklenilen futbolu oynamaya başladılar.

Şimdi de belki de yıllardır hayal ettiği ve hazırlandığı Camp Nou'daki El Clasico geldi çattı. Katalunya'daki seçimler nedeni ile Pazartesi'ye alınan maçtan kaliteli futbol mahrumu bizlerin beklentisi o kadar büyük ki, sanki Yüzüklerin Efendisi'nin son filminin gösterime girmesi gibi bütün hafta boyunca bu anı bekledik. Herkes Barcelona'nın ne oynayacağını biliyor ama merak edilen Mourinho'nun hamlesinin ne olacağı. Ya da bir hamlesi olacak mı sorusunun cevabı. Geçen sene Inter'de iken estetik futbol düşkünlerinin acımasızca eleştirdiği meşhur Camp Nou müdaafasına benzer bir anlayış sahada olacak mı diye merak ediliyor. Benim beklentim ise Mourinho'nun bu eleştirilere yanıt vermek için ama Madrid'in kendinden beklentisinin sadece bir Barcelona galibiyeti olmadığını bilerek sezon başından beri benimsediği felsefenin arkasında durarak sahaya çıkacağıdır. Gün içindeki haberlerde Madrid cephesinde Higuain'in sakatlığı sebebi ile oynayamacağı vardı. Dolayısı ile ilk 11'de Benzema mı yoksa bir başka oyuncu mu olacağı sorusunun cevabı bir önceki soruya da yanıt olacaktır.

Barcelona Guardiola ile son 4 El Clasico'yu kazandı. 11 gol attı rakibine ve son iki maçta da kalesinde gol görmedi. Belki de Madrid tarihinde hiç bu kadar ezilmemişti Katalanlar karşısında. Şimdi de bu makus talihlerini değiştirmek üzere "seçilmiş" bir kişi var başlarında. Her yönü ile son yılların en ateşli derbisini ESPN'in ateşli klibi ile beklemeye başlayalım.

http://www.youtube.com/watch?v=LYvhUq2QE2Q

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder