25 Kasım 2010 Perşembe

Tecrübe, tecrübe, tecrübe...


Bursaspor'un Avrupa macerası hayalkırıklığı ile devam ediyor. Atılan tek gol ve yenilen 15 gol bir yana, sahada bu kadar aciz kalmasını kimse beklemiyordu açıkçası Bursa'nın. Bugün İspanyol gazetelerinde Bursa'nın geçen sene Süper Lig'de nasıl şampiyon olabildiğini sorgulayan başlıklar vardı. Elbette bu 5 maçlık seriye bakınca, dışarıdan bizi izleyen gözlere çok mantıklı gelmiyordur bu takımın yıllar süren saltanatı yıktığına inanmak. Ama İspanyolların sorduğu soruyu kaale alıp, içindeki küçümseyici manayı bir kenara bırakırsak cevabımız dirençli, inatçı bir oyun ve bireysel/takımsal istikrar olarak verebiliriz. İspanyollara İnönü'deki Beşiktaş maçını ve yine içeride kupa rövanşında oynadıkları Fenerbahçe maçının kasetlerini göndersek sanırım onlar da bizim kadar şaşırır bu gece-gündüz kadar farklı oyuna.

Aslında bu tablonun benzerini Sivasspor yaşatmıştı bize Anderlecht karşısındaki oyunu ile. Henüz ön eleme maçı olsa dahi o dirençli ve sert takım yerini dağınık ve yumuşak bir takıma bırakmıştı geçen sene. Bursa'nın da bu sene Avrupa'da düştüğü durumu aynı sıfatlar ile nitelendirebiliriz. Geriye düştüğünde geçen sene İstanbul'da Kadıköy ve İnönü'de gösterdiği inadı ve geri dönüş çabasını Avrupa arenasında gösteremedi. Göstermek bir yana buna çabalamadı dahi. Bunda geçen seneki takım kurgusu ile Ertuğrul Sağlam'ın bu takımı bir adım daha öne götürmek adına bir miktar oynamasının payı var elbette ama Hüseyin yerine neden Insua oynuyor eleştirisini ben asla kabul etmem. Ertuğrul Sağlam da gayet farkında ki sadece kapanarak ve savunma yaparak bu seviyelerde tutunamazsınız. Insua özelinde belki takımına bir fırsat vermek istedi. Savunma yapmak için değil top oynamak için burdayız mesajı! Bu mesaj tutmadı ama bu başarısızlığı sadece bu mentalite değişikliği ile açıklarsak Sağlam'a haksızlık etmiş oluruz. Oyuncular da bireysel performanslarını biraz fazla göz önünde tuttular bu hezimet ile biten maçlarda. Özellikle Volkan ve Sercan'ın bu fırsatları biraz fazla bireyselleştirmesi o bilinen takımdaşlık duygularının arka plana itilmesine sebep oldu. Buna hem TV'de izlediğim maçlarıda hem de yerinde izlediğim içerdeki Manchester maçında oyuncularının vücut dilleri sayesinde tanık oldum. Beklenilen bir tehlike idi Bursa adına ancak ben Ömer gibi, Hüseyin gibi ya da Ali Tandoğan gibi diğer oyuncuların toparlayıcı olacağını düşünmüştüm ama işte tecrübe denilen özellik sadece yaş ile orantılı değil.

Bursaspor dışarda kaybetti ama içeride istikrar ve direncini devam ettiriyor. Yine Sivas örneğinden gidersek bu ağır yenilgilere rağmen takımı toplayabilmesi Ertuğrul Sağlam adına olumlu bir puan ve sadece bu bile istifa söylentilerinin geçtiği bugünlerde onun takımda kalması için yeterli bir sebep. Dün maçın ardından biraz da geçmiş Metalist tecrübesinin verdiği duygular ile ayrılma lafını ima etti hoca ama buna hiç lüzum yok. Bu takım ligin içinde kalacak güce sahip. Bir maç sonra da kabusa dönen bu maceradan kurtulacaklar. Evet Türkiye Bursa yüzünden imaj kaybetti gibi gözükebilir dışarıda ama burada sorgulanması ve yargılanması gereken ilk faktör de Bursaspor takımı ve teknik kadrosu değildir.


Kötü bitse de bu macera da bir tecrübe olacak onlar için. Ve tecrübenin ne demek olduğunu da en iyi onlar anlamış olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder