4 Kasım 2010 Perşembe

Bödöf!

Extensor, Türk futbol medyasındaki bilgi eksikliği ile ilgili güzel ve ilginç bir yazı yazmış. Örnek verdiği isimler ekranlarda ve gazetelerdeki göz önünde olan isimler. Bunların yanında bir de daha az duyulanlar var ki işin boyutları burada daha da vahim. Dün gece Radyospor'da Barış Ertül'ün programının tekrarına denk geldim. Programın aslı sabah yayınlanıyor. Barış Ertül kim? Radyonun genel yayın yönetmeni...Bilgi seviyesinin, en azından güncel konularda vasatın üstünde olması beklenir. İşin gerçeği Radyospor'un yayın politikasından hoşlanmam. Arada arabada denk gelirse dinlerim. İsimlerinde "spor" kelimesi barındırırlar ama temelde Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım odaklı yayın yaparlar. En azından benim dinlediğim kadarı ile öyle. Saran grubunun radyosu olmasından dolayı da Aziz Yıldırım'a da fena sallarlar ki bazen benim gözüme bile sempatik gelmeye başlar Yıldırım.

Neyse, bir gece öncesinin Şampiyonlar Ligi maçlarından bahsederken Totthenam-Inter maçında "acaip" bir oyun oynayan Gareth Bale'in aslında o kadar da abartıldığı gibi olmadığını, birkaç senedir Totthenam'da oynayan ve zaman zaman parlayan ama istikrarsız bir oyuncu olduğunu ve son olarak da adının İngiltere Milli Takımı için düşünülmediğini bile söyledi. Yani bunu bile söyledi!

Herşeyden ötesi Bale Galli. Yani oynaması gereken bir Milli Takım varsa o da Galler ki bu adam Galler tarihinin en genç milli olan oyuncusu (16 yaşında iken Trinidad Tobago'ya karşı ilk kez forma giymiş). İkincisi ise Bale hakkında söylenmesi gereken en son şey istikrarsız bir oyuncu olduğudur. Zira adam 2 senedir Premier Lig'in altını üstüne getiriyor. 2007-2008'de 18 yaşında iken geldiği Totthenam'da sırası ile 11, 23 ve 27 maç oynamış 3 sezonda ki genç bir oyuncu için fena rakamlar değil. İlk sezonundaki 11 rakamı ise ayak bileğinden geçirdiği uzun süreli sakatlık ile açıklanabilir. Bu sezon ise hemen hemen bütün maçlarda forma giydi.

Belki ufak bir detay gibi görünebilir ama bu kadar göz önündeki bir adamı da hiç mi merak edip bir Google'a yazmadın arkadaşım? Yani bizim sektörde (mühendislik, otomotiv, vs.vs.) yönetici adamdan teknik bilgisi olması fazla beklenmez, onun işi adam yönetmektir gibi abuk bir inanış vardır ama medyada sanırım böyle olmaması lazım ya da olmaması gerekir değil mi? İş "üfürmeye" gelince mangalda kül bırakmazsınız ama karşınızdakini de aptal yerine koymayın. Belki sizi dinleyenler arasında futbolun sadece sahada 22 oyuncunun top peşinden koştuğu bir oyundan daha fazlası olduğunu bilenler de vardır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder