6 Mart 2010 Cumartesi

Artık siz bize borçlusunuz!



Bugün Diyarbakır'da yaşanan olayların başlangıç noktasının her ne kadar ilk yarıda oynanan Bursa maçından kaynaklandığı düşünülse de aslında olayların siyasi boyutunun ön planda olduğunu söylemeye gerek yok. Aslında olayların çıkacağı da gün gibi aşikardı ancak görünürdeki yüzlerce polise rağmen, onca alınan önleme rağmen olayların bu derece büyümesi destekli, planlı bir eylemi akıllara getiriyor. Nitekim gerek Diyarbakırspor, gerekse Diskispor başkanlarının açıklamaları bunun kendilerine karşı düzenlenen bir komplo olduğunu, federasyonun maçı oynatmama niyetinde olduğunu söylemişler.

Diyarbakır şehri, adeta kendine ait bütün organlarla beraber kendini bu ülkeden soyutlama niyetindeymiş gibi davranıyor. Futbol yöneticileri bile bu olaylarda kendileri dışında herkesi suçlama yoluna gidebiliyorlar. Oysa bu şehrin takımının, bu ülkenin liginde temsil edilmesi onlar adına ne kadar önemli olması gerekirken, şimdi çanak tuttukları bu olayları yapanların tamamen arkasında duruyorlar. Benim buradan anlayabildiğim tek şey ise, bu şehrin takımını bu ligde yine kendi yöneticilerinin ve kendi halkının istemediğidir. Şimdi kalkıp hiçbirisi "Gittiğimiz her şehirde bize terörist muamelesi yapılıyor" bahanesinin ardına sığınmasın. Onları kulüp olarak tribünlerdekilerden ayıran şey, profosyonel bir iş yapıyor olmaları. Ziya Doğan bile ilk yarıdaki maçın ardından duygularına yenik düşüp bu tarz ortamı alevlendirici açıklamlar yapmıştı. Şikayet ettikleri durumu düzeltmenin yolu "takımı çekerim" tehditlerinden ya da bugünkü gibi eylemlerden geçmiyor. O şehrin yerel yöneticileri de, spor kulüplerinin yöneticileri de bu ülkenin devletinin ve bu ülkenin federasyonuna bağlılar. Dolayısı ile dertlerini, haksızlığa uğradıklarını düşündükleri noktaları onlarla çözmeliler. Saha içindeki oyunculara taş atarak ya da attırarak değil...

Şimdi gelinen nokta ne oldu? Eğer amaçları kendilerini bu ülkeden soyutlamaksa bunu başarıyorlar. Diyarbakır halkı ile bu ülke arasındaki bir bağ daha koptu sayelerinde. Takımları bu maçtan alabileceği bir 3 puandan oldu. Muhtemelen de 3-4 maç seyircisiz oynama cezası alacaklar. Şimdi diledikleri gibi ikinci ligin yolunu tutabilirler. Ondan sonra ne olacak peki? Yarın bir gün Malatya deplasmanında yuhalanınca kendi evlerine gelen Malatyalıları da mı taşlayacaklar? Yeni hedef 3. lig mi olacak? Bu olayların sonu yok. Halkın tepkisinin faturasını siz yöneticiler kendi takımınıza, kendi halkınıza kesemezsiniz. Hoş, o halkın da ne kadarı bu "soyutlama" sürecinden ayrı hareket edip düşünüyor onu da bilmiyorum ama o tribünlerde hala "Bize bir özür borcunuz var" diyebilecek kadar olgunca tepkisini gösterebilen insanlar da vardı. Artık siz yöneticilerin de bu ülkedeki "futbolseverlere", maç izlemek için ekran başına oturan ama onun yerine bir "rezalet tiyatrosu" izleyen yüzbinlerce insana özür borcunuz var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder