31 Ocak 2010 Pazar

"Desperate" Muhsin Hoca



Geçen sene veya iki sezon önce olsa ismi oldukça heyecan verici olacak bu karşılaşma, Sivasspor'un Süper Lig'in bu sezonki "hasta adam"'ı oluşundan ötürü Fenerbahçe için beklenildiği gibi çok rahat geçti.

Maç öncesi Fenerbahçe için önemli noktalardan biri, Daum'un geçen haftaki Denizli maçınının sonlarında oynadığı Guiza-Semih-Gökhan'lı oyunun etkilerini bu maça ne kadar taşıyacağı idi. Guiza'nın cezası düşünüldüğünde çoğu kişinin merak ettiği Semih&Gökhan ikilisi nasıl olur sorusunun cevabı yanıtsız kalmış oldu. Çünkü burada da beklendiği gibi sürpriz yapmadı Daum ve sisteme sadık kalıp sadece Semih ile başladı oyuna.

Sivasspor için ise Mehmet Yıldız'ın dönüş maçı olması bu karşılaşmanın en önemli tarafıydı maç öncesi. Bu sezon gördükleri bu kabustan uyanmaları için ellerinde kalan tek umut belki Mehmet. Zira şu ana kadar teknik direktör değişikliği, yabancıları yenileme gibi bildik yöntemlere başvurup sonuç alamadılar.

Maçta beklenmedik tek şey soğuktan kırıldığımız bugünlerde güneşli bir hava ve düzgün bir zemindi. Bunun dışında Sivas'ın bu sezonki dirençsiz ve organizasyondan eksik futbolu yine devam etti. Öyle ki Mehmet Yıldız'ın beraberlik golü bile fazla umut vermedi maçın sonucu adına onlara. Bu defansif organizasyonla işleri çok zor. Göbekten yapılan aşağı yukarı her atak pozisyonla sonuçlandı Fenerbahçe adına. Göbekte Murat Sözgelmez ve Aubey kötü, kenarlarda Hayrettin ve Abdurrahman kötünün de kötüsü. Özellikle Abdurrahman'ın kanadından, aynı adamdan (Uğur) aynı golü iki defa yediler. Bu iki pozisyonda da üstüne gelen Uğur karşısında ceza sahası içinde yakalandığı ve hamle yapmaktan korktuğu için ayakları kendisinden daha çabuk olan rakibinden çok kolay iki çalım yedi.

Sivasspor'un Türk oyuncuları inanılmaz derecede formsuz bir sezon geçiriyorlar. Onların bu formsuzluğu yapılan takviyeleri de işlevsiz hale getiriyor. Yeni transferlerden Nabil Tiader ve Elrio ayağa pası iyi yapan, takıma organizasyon anlamında katkı yapacak oyunculara benzese de özellikle defans hattındaki yerlilerin bu yetersizliği onlara pahalıya patlayacak gibi gözüküyor.

12 sene sonra Türkiye'ye dönüş yapan Muhsin Ertuğral'ın ne kadar çaresiz bir durumda olduğunu yedikleri 3.golün ardından verdiği tepkiyle anlayabildik. Maç sonrası demeci teşhisi doğru koyduğunu gösterdi.

"İlk 45 dakika çok iyiydik ama 2. yarı tüm konsantrasyonumuz bozuldu.İkinci yarı tamamen koptuk. 1 gol yedikten sonra kendimizi kaybediyoruz. İnanılmaz şekilde bireysel hatalar yapıyoruz. Bunların sebebi ise psikolojik baskı."


Bu kadar bireysel hatanın yapıldığı bir takıma nasıl bir müdahalede bulunabilir bilinmez ama çok acele şekilde bu takımın defansif organizasyonunu sağlaması lazım. Zira o 16. sıra için en büyük aday kendileriyle beraber Manisa ve Diyarbakır gözüküyor. Gönlümüz uzun yıllar yurtdışında çalışabilmiş, Avrupalı mentalitisene sahip, demeçlerinde bilindik kalıpların dışında şeyler söylemeye çalışan bu futbol adamının başarılı olmasından yana. Ama gerçek şu ki, işi zor Muhsin Hoca'nın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder